30 Kasım 2013 Cumartesi

Katalunya ve Baskonya'nın maç programı belli oldu

Katalunya ve dünyanın en güzel milli takım forması


Aralık ayının son bölümü yeni yıl ve bazı ülkeler için de noel coşkusuyla bezelidir. Ancak kimi topluluklar için aralık ayının sonu demek, son birkaç yıldır başka bir heyecana işaret ediyor. Çünkü o topluluklar, yoğun kulüp ve milli maç fikstüründen dolayı, kendi milli takımlarına ancak yılın bu döneminde erişebiliyorlar.

İspanya'nın pek çok otonom bölgesi milli takıma sahip. Ancak içlerinden en yoğun destekçi, ilgi ve talep görenler Katalunya ve Baskonya. Katalunya ve Baskonya, bu yılki gelenekselleşmiş dostluk maçı programlarını açıkladı. Artık bir yıl sonu klasiği hâline gelmiş maçlarda Katalanlar Yeşil Burun Adaları'nı konuk ederken, Baskonya Peru ile karşılaşacak.

2013 Afrika Uluslar Kupası'nda çeyrek finale yükselme başarısı göstermiş, FIFA klasmanında bir aralar Türkiye'nin de önüne geçmiş Yeşil Burun Adaları, 30 Aralık'ta Katalunya'nın misafiri olacak. Barcelona'daki olimpik stad Lluis Companys'de oynanacak mücadele yerel saatle 19:00'da başlayacak.

Katalunya, geçen yıl ocak ayında da bir diğer Afrika takımı Nijerya ile karşılaşmış ve 1-1 berabere kalmıştı.

Baskonya ise Athletic Bilbao'nun geçtiğimiz eylül ayında açılan yeni San Mames Stadı'nda Peru'yu konuk edecek. Böylece Bask temsilcisi de üst üste ikinci yıl bir Güney Amerika takımıyla karşılaşmış olacak. Baskonya geçen yıl oynadığı maçta Bolivya'yı 6-1 mağlup etmişti. Geçen yıl Anoeta'da oynanan maçın ardından tribünde olaylar çıkmış ve 14 Bask polisi yaralanmıştı. Baskonya'nın Peru maçı 28 Aralık'ta oynanacak.

Her iki takımın kadrolarında da önemli isimler mevcut. Katalunya takımında Cesc Fabregas, Xavi ve Gerard Pique'nin forma giymesi bekleniyor. Fernando Llorente, Xabi Alonso ve Javi Martinez de Baskonya'nın potansiyel yıldızları arasında.

Baskonya - Bolivya maçı

23 Kasım 2013 Cumartesi

CECAFA Kupası 2013


Doğu ve Orta Afrika Futbol Federasyonları Konseyi'nin (CECAFA) düzenlediği CECAFA Kupası'nın 2013 ayağı 27 Kasım - 12 Aralık tarihleri arasında Kenya'da düzenlenecek. Turnuva, Afrika'nın en eski futbol turnuvası olma özelliği taşıyor.

Turnuva ilk olarak 1926 yılında Gossage Kupası adıyla düzenlenmişti. Bir sabun üreticisi William Gossage tarafından finanse edilen organizasyonun ilk ayağında Kenya Uganda'yı mağlup ederek ilk şampiyon olmayı başarmıştı. Kupa 1966'ya kadar bu adla devam etmiş ve 66-71 arasında Challenge Kupası adıyla organize edilmişti. 1972'de CECAFA'nın kurulmasıyla da bugünkü adını almıştı.

CECAFA Kupası o tarihten bu yana bazen kesintiye uğrasa da her yıl düzenlendi. Son iki yılın şampiyonu finallerde Ruanda ve Kenya'yı mağlup eden Uganda oldu. Uganda aynı zamanda son beş yılın dördünün şampiyonu. Son sekiz yıldır da her yıl en az yarı final oynamayı başarıyorlar. CAF ve FIFA'nın organizasyonlarında son yıllarda özellikle iç saha maçlarında iyi performanslar gösterseler de önemli bir başarı elde edemiyorlar. Ancak CECAFA'da son dönemde Uganda borusu ötüyor.

Toplam 13 şampiyonlukla Uganda CECAFA Kupası'nın en başarılı ülkesi. Onu beş şampiyonlukla Kenya, dört şampiyonlukla Etiyopya takip ediyor. Tanzanya, Malavi ve Sudan'ın üçer, Zambiya, Zimbabve, Zanzibar ve Ruanda'nın birer şampiyonluğu var. FIFA'ya 2011'de üye olan Güney Sudan turnuvaya ilk kez geçen yıl katılmıştı. Tam 23 kez katılan Somali'nin ise henüz bir yarı finali dahi yok. Zanzibar, katılımcılar arasında FIFA veya CAF'a üye olmayan tek takım konumunda.

Turnuvaya geçen yıl  Doğu Afrikalı bir bira üreticisi 450 bin dolar karşılığında sponsor olmuş ve kupanın adı CECAFA Tusker Kupası olarak değiştirilmişti. Bu yılki organizasyona 12 takım katılıyor. Uganda ve en sahibi Kenya şampiyonluğu en önemli favorileri. Ancak 2010'dan beri ilk kez turnuvaya katılan Zambiya da başarıya ulaşabilir. Zambiya, bu yıl içinde Güney Afrika Futbol Federasyonları Konseyi COSAFA'nın temmuz ayındaki turnuvasında şampiyonluğa ulaşmıştı.

Katılan 12 takımın grupları aşağıdaki gibi oluştu. Final maçı 12 Aralık'ta Nairobi'de gerçekleşecek.

A Grubu: Kenya, Etiyopya, Güney Sudan, Zanzibar
B Grubu: Tanzanya, Burundi, Somali, Zambiya
C Grubu: Uganda, Eritre, Ruanda, Sudan

2019'un ev sahibi Lihtenştayn



Avrupa Küçük Devletler Oyunları Federasyonu Başkanlığına İzlandalı Larus Blondal seçildi. Oyunların 2019 versiyonunun da Lihtenştayn'da yapılmasına karar verildi.

Avrupa'nın nüfusu 1 milyondan az olan dokuz ülkesinin (Andorra, Güney Kıbrıs, İzlanda, Lihtenşyan, Lüksemburg, Malta, Monako, Karadağ ve San Marino) delegeleri Avrupa Olimpiyat Komiteleri'nin 42'nci genel kurulu öncesinde Roma'da toplandı.

Blondal, başkanlığı sırasında haziran ayında 50 yaşında hayatını kaybeden diğer İzlandalı Olafur Rafnsson'un yerine göreve seçildi. Rafnsson 2015'e kadar başkanlık görevinde kalacaktı. Blondal aynı zamanda İzlanda Olimpik Komitesi'nin de başkanlığına seçildi.

İki yılda bir düzenlenen organizasyonun 2015 ayağı İzlanda'nın başkenti Reykjavik'te düzenlenecek.

Bu yıl içinde Lüksemburg'da düzenlenen organizasyona katılan 762 atlet, 10 farklı sporda 120 farklı mücadelede mücadele etmişti. Ev sahibi ülke 36'sı altın olmak üzere 106 madalyayla en başarılı ülke olmayı başarmıştı. Yine de organizasyona katılan her ülke en az bir altın madalya kazanmayı başarmıştı.

2017'deki organizasyon San Marino'da üçüncü kez düzenlenecek. 2019'un ev sahibiyse toplantıda Lihtenştayn olarak belirlendi. Lihtenştayn da 1999 ve 2011'in ardından bu oyunların ev sahipliğini üçüncü kez üstlenecek.

İlki 1985'te olmak üzere toplam 15 kez düzenlenen oyunlar iki yılda bir mayıs ayının sonu ile haziran ayının başında oynanıyor. Oyunlar hem erkek hem de kadınlarda atletizm, basketbol, plaj voleybolu, bisiklet, jimnastik, judo, atıcılık, yüzme, masa tenisi, tenis ve voleybol olmak üzere 11 farklı dalda oynanıyor. Oyunlara katılma şartı Avrupa Olimpiyat Komitesi üyesi olup  1 milyonun altında nüfusa sahip olmak. Güney Kıbrıs'ın nüfusu bugün 1 milyonun üzerinde olsa da oyunların başladığı 1984'te 1 milyonun altında olduğu için katılım gösterebiliyor. Faroe Adaları'nın ise Danimarka'nın deniz aşırı ülkesi olması sebebiyle Avrupa Olimpiyat Komitesi üyeliği bulunmuyor.

20 Kasım 2013 Çarşamba

İzlanda'nın Zaytung'u: Kaybolan Hırvat kalesine bugün ulaşıldı



Dünkü Hırvatistan maçı pek de beklenildiği gibi gitmedi (Maçtan önceki gece futbolcuların tablet bilgisayarla oyun oynarken çekilen fotoğrafları?). Hırvatistan ilginç şekilde 10 kişi kalmasına rağmen, o devasa stadda 15 kişi gibi görünmeyi başardı. İzlandalı oyuncular da hayatlarının en önemli maçında Hırvatistan kalesine yaklaşamadı bile. Gerçi... maçta bir Hırvatistan kalesi var mıydı, ondan da emin olmamak gerek. İzlanda'nın Zaytung'u Baggalutur, dünkü maçta gözden kaybolan Hırvatistan kalesinin peşine düşmüş ve sonunda kaybolan kaleye ulaşmış. Böylece dünkü tuhaf oyunun ardındaki sır perdesi de ortadan kalkmış oldu. Bundan sonra bir değil iki adet kaleyle oynanan maçlar izlememiz dileğiyle...

Hırvat Kalesi Bulundu

Uzun arama çalışmaları sonrasında, kaybolan Hırvat kalesine bugün ulaşıldı. Hırvat kalesi bilindiği üzere, Hırvatistan ile İzlanda arasında oynanan dünkü maç sırasında arkasında iz bırakmadan ortadan kaybolmuş ve İzlandalı oyuncular kaleyi bulmayı bir türlü başaramamıştı.

Sahil Güvenlik Birimi ile işbirliği içinde çalışan Hırvat Arama Kurtarma Ekibi, kaybolan kaleyi stada yakın bir bölgede bulmayı başardı.

Hırvat kaleciye ise henüz ulaşılamadı. Kendisinin dünkü maçta sahada olup olmadığı henüz netlik kazanmış değil.

http://baggalutur.is/frettir.php?id=5807

19 Kasım 2013 Salı

Cebelitarık "resmen" sahada



Cebelitarık ilk resmi dostluk maçı için bu akşam sahada. Rakip, Slovakya.

Maç, Cebelitarık'a 150 kilometre mesafedeki Portekiz'in Algarve şehrinde oynanacak. Çünkü Cebelitarık'taki 5 bin kapasiteli Victoria Stadı, UEFA kriterlerini karşılamıyor. Takımın maçlarını İspanya'da oynamasıysa iyimser bir hayal. Çünkü ulusal futbol federasyonu 1895'te kurulan Cebelitarık'ın yıllarca UEFA'ya üye olamamasında İspanya'nın UEFA'ya olan baskıları belirleyici olmuştu. İki takım ileride aynı eleme grubuna düşerse bile olacaklar şimdiden soru işareti.

Cebelitarık'ın UEFA'ya üyeliği sonrası ilk maçının mart ayında Estonya'ya karşı olması planlanıyordu. Ancak şimdi 2010 Dünya Kupası'nda adını son 16'ya yazdıran ülkeyle karşılaşacaklar. Tabi bu durumun gerçekleşmesinde, Slovanya Teknik Direktörü Jan Kosak'ın, Cebelitarıklı meslektaşı Allen Bula ile daha önce MFK Kösice takımını birlikte çalıştırdıkları dönemden kalma dostluklarının da rolü büyük. Cebelitarık aynı zamanda 1 Mart'ta Faroe Adaları ile de bir dostluk maçı yapacak. Faroe Adaları, Cebelitarık'ın UEFA üyeliğinin hemen öncesinde de bu ülkeyle dostluk maçı yapmıştı.

Slovakya maçı için hazırlanan kadroda, İngiltere'de forma giyen üç isim yer alıyor. Uzun yıllar Stoke City forması giyen Danny Higginbotham onlardan biri. Tecrübeli savunması artık Konferans Ligi ekiplerinden Chester'da forma giyiyor. Barnsley'den Scott Wiseman, en üst kademede forma giyen oyuncu konumunda. Northern Premier League Division One North liginden Farnsley'de forma giyen Adam Priestly de İngiltere liglerinde forma giyen üçüncü Cebelitarık oyuncusu. Kadrodan tam 13 oyuncu, 2011 Ada Oyuncları'nda mücadele eden Cebelitarık kadrosundan isimler.
Bu tarihi maçta Slovakya'dan Martin Skrtel ve Marek Hamsik forma giyemeyecek. Algarve Stadı'ndaki tarihi mücadele, yerel saatle 18:30'da başlayacak. 19 ve 17 Yaş Altı Takımları ile bu yıl içinde mücadele etmiş olsalar da A Milli seviyesinde, UEFA'nın 54'üncü ülkesi kıtaya "merhaba" diyecek. Darısı Kosova'nın, Abhazya'nın, Grönland'ın ve Kuzey Kıbrıs'ın başına...

Tarihi maçtaki tarihi kadro şu isimlerden oluşacak:
Kaleciler: Jordan Perez (Lincoln), Jamie Robba (Lynx) and Kevin De Los Santos (Man United 62)
Savunmacılar: Roy Chipolina (Lincoln), Scott Wiseman (Barnsley [England]), Ryan Casciaro (Lincoln), Matt Reoch (Man United 62), Danny Higginbotham (Chester [England]), Jack Sergeant (Man United 62), Joseph Chipolina (St. Josephs), Yogan Santos (Man United 62).
Orta Saha: Liam Walker (San Roque [Spain]), Robert Guilling (Lincoln), Jeremy Lopez (Man Untied 62), Daniel Duarte (Lincoln), Julian Bado (Lynx), Daylian Victor (College Europa), Kyle Casciaro (Lincoln).

Forvet: Lee Casciaro (Lincoln), Al Greene (Glacis United), George Cabrera (Lincoln), Adam Priestley (Farsley [England]), John Paul Duarte (Lincoln)

17 Kasım 2013 Pazar

Milli takımın hocası meclisten


Maldivler Milli Futbol Takımı'nın yeni teknik direktörü, ülke meclisinde Galolhu Dhekunu Partisi'nden milletvekili olan Ahmed Mahloof oldu.

Daha önce 16, 19 ve 23 Yaş Altı milli takımlarında futbol oynayan Mahloof, ülkenin önde gelen kulüplerinden New Radiant ve Club Valencia'da da forma giymişti. 2002 yılında futbolu bırakan teknik adam, 2009 yılından beri mecliste aktif siyasi hayatını sürdürüyor.

Daha önceki teknik adam Macar Istvan Urbanyi ile eylül ayındaki Güney Asya Futbol Şampiyonası'nın ardından yollar ayrılmıştı. Urbanyi döneminde 2011 Güney Asya Şampiyonası'nda yarı finalde elenen ve 2009'daki organizasyonda da finali penaltılarla kaybeden Maldivler, eylül ayındaki son şampiyonada Hindistan'a 1-0 yenilerek yarı finalde elenmişti. Teknik adamın iki penaltılarının verilmediğini iddia ettiği maçtan önce Maldivler, grup aşamasında Sri Lanka'ya karşı 10-0 ve Bhutan'a karşı 8-2'lik etkileyici galibiyetler almayı başarmıştı. Ancak Urbanyi, takımdaki oyuncular arasında disiplini sağlayamaması yönünden eleştiriliyordu.

Futbol Federasyonu, Urbanyi'den boşalan koltuğu doldurmak için uzun süre yabancı teknik adam arayışına girmiş ancak yapılan başvurular arasında umduğunu bulamamıştı. Yeni teknik adam Mahloof, Seyşeller ile bu ay içinde oynanacak hazırlık maçında ilk kez takımın başında sahaya çıkacak. Maldivler, önümüzdeki yıl düzenlenecek AFC Challenge Kupası'nda da mücadele edecek.

İzlanda: 0 - Hırvatistan: 0

İkili maçların ilk ayağını iç sahada oynuyorsanız maçı kazanmak zorunda olduğunuz söylenir. Ancak bana kalırsa esas büyük avantajı sağlayan iç sahadaki maçta gol yememek. Maç 0-0 bile bitse, deplasmandaki her beraberlik sizin işinize gelir. Mesela uzatmaya giden maçta bile 90-120 arası bir gol bulsanız tur eldedir. 0-0 bitse, ilk maçı kazanmanın psikolojik rahatlığı da yoktur. Açıkçası eşleşmenin içerideki ilk maçındaki 0-0'lık beraberliği, 2-1'lik galibiyetten daha çok tercih ederim. Evet, 2-0 > 4-1

İzlanda da bunu başardı. Ülke nüfusunun yüzde 10'unun bilet talebinde bulunup sadece 10 bin şanslı kişisinin izleme şansı bulduğu maçta tarihi bir 0-0 elde ettiler.

Aslında İzlanda öncesi döneminde Lars Lagerback, çalıştırdığı takımları daha defansif bir anlayışla oynatmasıyla meşhurdu. Bu anlamda göreve geldiği ilk zamanlarda, az gol atıp yiyen İzlanda için biçilmiş kaftan olduğu görüşündeydim. Ancak zamanla hem İzlanda takımı değişti, hem de 65 yaşındaki teknik adam... 2011'deki 21 Yaş Altı jenerasyonunun güçlü yönü, çoğunluğu Eredivisie tedrisatından geçmiş hücum hattıydı. Bu durum takım mantalitesinde değişime gidilmesini kaçınılmaz kılıyordu. Uygun adam Lagerback değildi. Ancak kurt hoca, malum İskandinav inadını bir kenara bıraktı. Genç oyuncuları A takıma harika şekilde monte etti ve oyun anlayışını gençlere göre belirledi. 65 yaşındaki teknik adam belki de hayatında ilk kez hücum futbolu oynatıyordu çalıştırdığı bir takıma. Bunun meyvesi İzlanda tarihinde ilk kez ulaşılan grup ikinciliği oldu.

Lagerback maç öncesi yaptığı açıklamada güçlü yönlerinin hücum olduğunu ve goller bulmaları gerektiğini söylemişti. Ne var ki Finnbogason'un ilk yarıdaki pozisyonu dışında net pozisyon elde edilemedi. İkinci yarının başındaki kırmızı karttan sonra da oyun tek kaleye döndü. Kırmızı kart haksızdı ve Lagerback maçtan sonra bundan yakındı. Ancak iyimser bir görüşle, o kırmızı kart İzlanda'nın tamamıyla savunmayı düşünmeye başlamasına sebep oldu. Hücumu da aklının bir köşesinde saklayan İzlanda 10 kişi kalmasaydı pozisyon bulmasına rağmen kalesini bu kadar iyi savunamazdı. Kaleci Haldorsson'un müthiş performansıyla da 0-0 kurtarıldı.

İkinci maçlar öncesinde Hırvatistan cephesinde özellikle oynattığı alışkın olunmayan 4-2-3-1 taktiği sebebiyle Niko Kovac'ın yeterliliği sorgulanmaya başlandı. İzlanda'da da ise Lagerback'ın ekibi Dünya Kupası'na katılmış kadar şen. Moral açısından İzlanda 1-0 önde. Özel sıcak üflemeli pompalı brandayla korunan zemine rağmen, o zeminde bileğini burkan Sigthorsson, muhtemelen ikinci maçta oynamayacak. Ajaxlının yerine Gudjohnsen ilk 11 başlayabilir. Olur a, İzlanda tarihinin en önemli maçında, İzlanda tarihinin en kariyerli oyuncusu sahada olur, onun attığı son dakika golüyle ülkesi Dünya Kupası'na gider. Salı akşamına kadar ülkede yaşayan 320 bin kişi aynı rüyayı görecek şüphesiz.

İlk videodan ilk maçın özet görüntülerine, ikinci videodan da tam maça erişmek mümkün.


15 Kasım 2013 Cuma

Lagerback: "Yolculuk sona ermesin"


           

2011’in Temmuz ayında çekilen Dünya Kupası elemleri kuralarının ardından İzlanda’dan beklenenler üç aşağı beş yukarı belliydi. Altı torba içinde altıncı torbada yer alan Lars Lagerback’ın takımı, Avrupa elemelerinin E Grubu’na Arnavutluk ve Güney Kıbrıs’ın ardından düşmüştü. Öyleki diğer gruplara giden torbadaşları arasında Andorra ve San Marino da vardı.

Aslında bu durumun sebebi, İzlanda’nın son dönemdeki kötü performansıydı. 2010 Dünya Kupası grubunu son sırada bitirmişlerdi. Euro 2012 elemelerinde oynadıkları sekiz maçtan sadece bir galibiyet elde etmişlerdi.

Hızlı geçen iki yılın ardından şu an tarih yazmanın ve Dünya Kupası’na bir bilet kazanmanın eşiğindeler. Trinidad Tobago’yu geçerek, dünyanın en büyük futbol organizasyonunda yer alacak en küçük ülke olmaları için önlerinde  sadece Hırvatistan’la oynayacakları iki play-off maçı var.

 Açıkçası şu ana kadar yaptıkları da peri masalı olarak addedilmeyi hak ediyor. Grubu Norveç ve Slovenya’nın önünde bitirdiler. Ancak alınan sonuçlar Lagerback için şaşırtıcı değil. İsveç ve Nijerya Milli Takımları’nın eski teknik direktörü, FIFA.com’a verdiği röportajda dünyayı şaşırtan takımının yaptıklarını zaten beklediğini ifade etti.

Lagerback, “Görevi kabul ettiğimde takımın gruptan çıkabilecek potansiyele sahip olduğunu biliyordum. Oyuncularla ve ekiple ilk karşılaştığımda FIFA sıralamasında 50 sıra yükselme ve grubu ilk iki sıra içinde bitirme hedefi koydum. Kadroya baktım. Özellikle 2011 21 Yaş Altı Şampiyonası’na katılıp ev sahibi Danimarka’yı yenme başarısı gösteren oyunculara baktım. Kadromuzun çok yetenekli olduğunu gördüm. Fakat hedef belirlemek kolaydır. Önemli olan oyuncuların mücadeleye hazır olması ve benim onlara güvenebilmem. Onlar da tam olarak bunu başardı.” dedi.

 Bazıları teknik adamın takımına olan güvenini şaşırtıcı bulsa da büyük bir turnuvaya katılmak için ne yapılması gerektiğini bilen  kişilerden biridir Lars Lagerback. İsveç Milli Takımı ile sekiz yıl içinde iki kez Dünya Kupası’na, üç kez de Avrupa Şampiyonası’na katıldı. Ancak İzlanda’yı Breziya’ya götürebilirse, bu 65 yaşındaki teknik adamın en büyük başarısı olur.

Lagerback da bunu doğruluyor: “Bence İzlanda gibi küçük bir ülkeyle Dünya Kupası’na katılmayı başarabilirsek bu çok daha özel olur. Başlangıçta kesinlikle favori olmayan takımlar arasındaydık. Play-off kuraları öncesinde de biliyorduk ki herkes bizimle eşleşmek istiyordu. Bu yüzden birkaç insanı şaşırtabilir ve hedefimize ulaşabilirsek bu gerçekten çok ama çok özel bir şey olur.”

Lagerback, İzlanda’daki işinden de çok memnun. Şimdiye kadar takımla çok güzel anlar geçirdiğini kaydeden teknik adam, “Oyuncular tarafından, federasyon tarafından ve sokaktaki halk tarafından çok güzel karşılandım. İnsanlar yaptığımız işten dolayı çok memnundu. Bu da tabii ki kazanmamız açısından bize yardımcı oldu. Bunun ne derece önemli olduğunu idrak edecek kadar uzun süre futbolun içinde bulundum. Fakat takımın ve ülkenin etrafındaki atmosfer gerçekten çok iyi.” ifadelerini kullandı.

İzlanda’da milli takıma olan ilgi de rekor düzeyde. Lagerback bu durumu şu sözlerle özetliyor: “Play-off maçları için satılan biletlerin birkaç saat içinde tükendiğini duydum. Stadyum yalnızca 10 bin kişilik ancak bu zaten İzlanda nüfusunun büyük bir kısmını oluşturuyor. Gruptaki son iki maç da kapalı gişeydi ve bu, İzlanda’da çok sık görülen bir durum değil. Umarım oyuncularm kendilerine verilen bu büyük fırsatı değerlendirmeyi başarırlar.”

Pek az kişi Brezilya yolunda İzlanda’yı favori gösteriyor. Reykjavik’teki ilk maçta bile favori, konuk ekip Hırvatistan. Lagerback bu durumun hangi hesap sonucu elde edildiğinin farkında:

“Hırvatistan’ın favori olması normal, bunu bekliyordum. İsveç’le çalışırken onlarla Zagreb’de karşılaştım ve eşleşmenin ikinci ayağı kesinlikle kolay olmayacak. Geçen yıl bazı problemleri olduğu doğru ancak hâlâ iyi bir takımlar ve iç sahada müthiş bir taraftar desteğinin önünde oynuyorlar. Fakat onlar için işleri zorlaştırmaya çalışacağız. Aynı zamanda gol atmaya da çalışacağız çünkü bizim en güçlü bölgemiz hücum tarafı.”

 Alfred Finnbogason, Gylfi Sigurdsson ve Kolbeinn Sigthorsson gibi genç isimlerin yanı sıra Eidur Gudjonsen gibi tecrübeli bir isme de sahip İzlanda’nın kadrosu oldukça güçlü. İzlanda’nın rakibine göre en büyük avantajlarından biri devamlılığı olacak. Zira grup maçları sonunda Hırvatistan Futbol Federasyonu, Teknik Direktör Igor Stimac ile yollarını ayırmıştı. Buna rağmen Lagerback, bu durumun kendileri için bir avantaj oluşturmayacağı kanısında:

 “Bu komik. Üst üste üçüncü kez hocasıyla yollarını henüz ayırmış bir takımla karşılaşacağız, bu duruma alışkınız. Fakat bunun olumlu bir durum olup olmadığı konusunda emin değilim çünkü eski hocayla oyuncular arasında bazı uyuşmazlıklar olduğundan haberdardım. Bu doğruysa, mevcut durum rakibin motivasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. Stimac’ın yerine göreve gelen Niko Kovac’ı da biraz tanıyorum. Pro lisansa hak kazandığı sıralarda ben de Hırvatistan’daydım. Bence gerçekten iyi bir teknik adam olabilir. Bu yüzden bu durum belki de bir avantaj sayılmaz.”

“Turu geçme şansımız bize bağlı. En iyi oyunumuzu oynarsak bir şansımız olabilir. Yaz aylarından beri erçekten çok iyi oynuyoruz ve takımdaki özgüven müthiş. Sadece yetenekli değil aynı zamanda çok iyi karaktere de sahip olan oyuncularımız var. En önemlisi, ülkelerine gelip milli takımları için mücadele etmek adına büyük bir tutkuları var. Elemelerde başardıkları için kendilerinden gurur duyuyorum. Umarım yolculuğumuz burada sona ermez.”

İzlanda ile Hırvatistan arasında oynanacak 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri Play-off ilk maçı 15 Kasım Cuma günü saat 21:00'de Laugardalsvöllur'da oynanacak.

Kaynak: FIFA