25 Mayıs 2013 Cumartesi

#54



Cebelitarık'ın UEFA üyeliği hakkında çok şey söylenir. Defalarca geçici üye olarak kabul edilmeler, İspanya'nın muhalefeti sonucu defalarca reddedilmeler, tahkim kapılarını aşındırmalar... Sürecin kıyaslanacağı tek örnek Türkiye'nin Avrupa Birliği adaylığı sürecidir belki.

Ancak Cebelitarık bu işi gerçekten istedi. Gerçek bir milli takımdan hiçbir farkları olmadığını vurgulayacak her şeyi doğru yaptılar. Logo, forma, düzenli kadro, düzenli teknik kadro, davadaki haklılıklarını basına doğru yansıtma. Hatta bu süreçte politik açıdan aynı statüdeki Faroe Adaları ile dostluk maçı ayarlamaları bile çok stratejikti. Bütçeden taviz vermediler. İstanbul'da yaşayan bana, internetten basit bir testi çözmenin mükâfatı olarak postayla broşür bile yolladılar. Sonucunda da ezeli hısım İspanya ve Belarus (?) haricinde kimseden red oyu almadan birliğe kabul edildiler. Yani son dünya ve son iki Avrupa şampiyonu İspanya'nın artık gerçek bir rakibi mevcut!

UEFA, kurumsal açıdan diğer 53 üyesinden hiçbir eksiği olmayan yeni bir üye kazandı. Euro 2016 elemeleriyle başlanacak macerada sahadaki sonuçlardan çok fazla umutlu olmak belki yanlış olabilir. Daha iki yıl önce Ada Oyunları'nda mücadele eden bir takım için kıta sonuncusu San Marino'dan başka rekabet edilecek takım bulmak hayalcilik olabilir. Henüz uygun bir stadları bile yok ve elemeler için 8 bin kişilik yeni bir stad yapılacak. Üye sıfatıyla ilk dostluk maçlarının programları da belli oldu. Haziran takvimini pas geçecekler ancak Ağustos'ta (muhtemelen Andorra ile) bir maç olası. O zamana kadar da A Milli Takım 10 Temmuz'da Charlton Athletic ile, 19 Yaş Altı Takım da 16 Haziran'da Küba 20 Yaş Altı Takımı ile karşılaşacak.

Ancak Cebelitarık, mücadelenin en büyüğünü masa başında verdi. 1997'den beri süregelen süreç, 24 Mayıs'ta mutlu sona erdi. 1895'te kurulan ve dünyanın en eski altıncı futbol federasyonuna sahip olan Cebelitarık, bugünün UEFA, yarının da FIFA üyesi. Artık sahaya adım attıkları an bile politik engellemelere karşı oynadıkları maçı çoktan kazanmış olmanın gururuyla orada olacaklar. Darısı Katalunya'nın, Kosova'nın, kim bilir belki bir gün Kuzey Kıbrıs'ın başına...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder