27 Haziran 2011 Pazartesi

NBA Draft 2011, Doğu Yakası

Mike Stobe - Getty
Harrison Barnes, Jared Sullinger gibi ileride süper yıldız olması beklenen isimlerin bu drafta girmemesiyle, 2011 NBA Draft'ı tarihin en kötü draftlarından biri olarak adlandırılıyor. Evet, muhtemelen bu draft'tan takımını sırtlayıp götürecek bir büyük yıldız çıkmayacak. Ancak tarihin en kötü draft'ı yaftalamasına başvurmadan önce yine de öncelikle yakın geçmişteki draftlara bakmakta fayda var. Portland kadrosunu ihya etmek ve Boston'a guardını vermekten başka herhangi bir kayda değer misyonu bulunmayan 2006 Draft'ı, bana göre bu draft ile yarışır düzeyde vasattı. O drafttan gelen süper yıldız adayı Rudy Gay'in de henüz All-Star olamadığını hatırlatalım.

2006'daki bu vasatlığın sebebi, bir önceki sezon draft yaşının 19'a çıkarılması ve lise öğrencilerinin en az bir yıl kolej okuma zorunluluğuna tabi tutulmaları gösteriliyordu. Bu da seçilmesi muhtemel yıldız adayı oyuncuların (Kevin Durant, Greg Oden) en az bir yıl daha beklemeleri anlamına geliyordu. 2011 draftının vasatlığının sebebi ise önümüzdeki sezon için henüz imzalanmamış toplu oyuncu sözleşmesi ve büyük ihtimalle ligin geç başlamasına sebep olacak muhtemel lokavt.

Her vasat draftta karşılaşılacağı üzere lige yoğun bir yabancı oyuncu akımı olduğunu gözlemleyebiliriz. İlk sıradan seçilen Kyrie Irving'in de Avustralya doğumlu olduğunu göz önünde bulundurursak, ilk yedi sıradan seçilen altı oyuncu, en az bir yabancı pasaportuyla beraber lige katılacak. Şimdi takım takım hangi takım beklediğini buldu, hangisi umduğunu değil bulduğunu yedi, kim kime kazık attı, kim geceyi en kârlı kapattı sorularıyla analizimize geçelim. Önce doğu konferansı. Batıyı daha sonra ele alırız. Belki yarın, belki yarından da uzak.

-Atlanta Hawks
Draft gecesi notu: 7/10
Zaten ilk sıradaki draft hakkını sezon içindeki Bibby-Hinrich takasında Washington'a gönderince, kala kala ikinci turun sonlarında bir hak kalmıştı. Zaza-Collins ikilisine, yani tanrıya emanet pota altı için seçim yapmak en doğrusu olacaktı. Onlar da öyle yaptılar. Keith Benson, Summit League gibi vasat bir ligden gelse de, geçen iki sezonda orada yılın oyuncusu seçilmişti. 317 blokla konferans blok rekorunu kırmış. Yani adam savunmacı. Yani bir savunmacı pota altı daha. Neyse, bu kadar pivot yokluğunda, hem de 47. sıradan şamda kayısı olmuş.

-Boston Celtics
Draft gecesi notu: 7.5/10
JaJuan - E'Twaun
Draft öncesi tek bir hedef vardı: Eli yüzü düzgün bir uzun. O yüzden JaJuan Johnson (ne güzel ad), on numara seçim oldu. Evet, belki kolejdeki son yılındaydı, evet, belki son yılı hariç öyle çok da parlak bir oyuncu sayılmazdı, ancak geçtiğimiz yılı Big Ten'de yılın oyuncusu ve yılın savunmacısı unvanlarıyla geçirmiş biri için 27. sıra, ne olursa olsun kaçırılmayacak bir fırsat idi. JaJuan'ı alan Boston boş durmadı, kendisinin Purdue'den takım arkadaşı E'Twaun Moore'u da 55'ten seçiverdi, Paul Pierce'i yedekledi.

-Charlotte Bobcats
Draft gecesi notu: 6/10
Bismack Biyombo - nba.com
Kılavuzu Michael Jordan olanın bahtına Corey Magette düşer demişler. Tamam, yeniden yapılanıyorsunuz filan da, şu işi Stephen Jackson'ı tutarak yapamaz mıydınız diye soruyor içimizdeki Charlotte'lular. Drafttaki 7. sırayı kapabilmek adına Sacramento ve Milwaukee ile bir üçlü takasa girdiler. Bunun uğruna Steph Jackson'dan ve Shaun Livingston'dan vazgeçtiler. Sonra 7. sıradan gidip kimi mi seçtiler? Majestelerinin bireysel antrenman performansını çok beğendiği Kongolu Bismack Biyombo. Eleman iyi blokçu, eyvallah. Hoop Summit'de 10 blokla rekoru kırdı. Zaten kulaç uzunluğu da 2.31. Ya sonrası?
Ama yine de yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim. 9. sıraya kadar düşmesi bir çeşit tanrı lütfu olan Kemba Walker kaçırılmayacak bir fırsattı ve kaçırılmadı da. UConn'u NCAA şampiyonu yapmış ve final four MVP'si seçilmiş bir point guard kendileri. DJ Augustin kalırsa bana göre fena ikili olmazlar, bakalım.

-Chicago Bulls
Draft gecesi notu: 7.5/10
Skorer forvet arıyorlardı, ilk turun son sırasından Jimmy Butler şukela bir seçim oldu. Takımı sırtlayıp götürücü, patlayıcı bir oyuncu sayılmaz ama iyi şut atar, iyi savunma yapar, fena ribaund almaz. 13 yaşındayken annesi tarafından evden atıldığını ve üvey anne tarafından yetiştirildiğini de ekleyelim. Diğer seçim Nikola Mirotic, önümüzdeki yılı Real Madrid'de geçirecek.

Kyrie Irving
-Cleveland Cavaliers
Draft gecesi notu: 8/10
Kimi seçerlerse seçsinler yanlış olmayacaktı. Çünkü takım baştan kuruluyor. Kyrie Irving, üzerine takım kurulacak bir oyuncu mu? Bunu zaman gösterecek. Evet Westbrook-Derrick Rose tarzı delici bir oyuncu değil. Evet boyu çok uzun sayılmaz (1.88). Evet geçtiğimiz sezon sakatlığından dolayı sadece 11 maç oynayabildi. Ama adam zeki. İnanılmaz bir saha görüşü, inanılmaz bir pas yeteneği var. Cleveland'da etrafındaki adamlarla belki bir frekans uyuşmazlığı (!) yaşayabilir. Ancak uzun vadede bir Deron Williams olmaması için hiçbir engel yok. Bu draftın en potansiyelli oyun kurucusuydu. Zaten takım kurmak da oyun kurucudan başlar. Bence Cleveland ilk sırada doğru tercihi yaptı. Ayrıca kendisinin Duke gibi bir okuldaki ilk senesinde 4.00 ortalama tutturduğunu da hatırlatalım. Belki Baron Davis efendiye biraz ilham kaynağı olur da o da biraz basketbol oynamaya başlar. Tabi üç vakte sözleşmesi feshedilmezse.
4'ten Tristan Thompson, draftın en büyük şoku oldu. Belli ki adamlar kendilerini Enes'e hazırlamış, o da 3'ten gidince tehlike anında kırılan yedek uzun kutusunun camından bu Kanadalı kardeşimiz çıkmış. Böylesine "guard-yoğun" bir drafttan seçilebilecek Valanciunas'la birlikte iki alternatiften biriydi. Litvanyalının sözleşme problemi de TT'nin dördüncü sıra bileti oldu. Fena olmayan bir şutu var. Ribaundcu, blokçu ve savunmacı. Big 12 gibi fena olmayan bir konferansta savunma beşine seçildi. JJ Hickson'un ve Varejao'nun son durumu ne olur bilemem ama Varejao(Semih)-Tristan(JJ)-Jamison-Gibson-Irving(Baron) beşi bir anda gözüme fena gözükmedi sanki (!). Tamam tamam kabul, çok iyi sayılmazlar. Ancak şu ligi biraz seviyorsak, bunun en güzel sebeplerinden birisi, bir takımın sıfırdan kurulup zirveye yürüyüşüne tanıklık edebiliyor olmak. Çok genç bir takım oldular. Başlarında da Irving gibi zeka küpü bir lider. Bence önümüzdeki sene Cleveland'ın Miami hariç diğer maçları da, en azından izlenmeye değer olacak.
Ayrıca 54'ten Milan Macvan'ı da seçtiler. Ancak bu yıl NBA olması zor görünüyor.

Detroit Pistons
Draft gecesi notu: 8/10
Brandon Knight - Getty
Şüphesiz onlar da pota altı için bakınan takımlardan bir diğeriydi. Biyombo, Detroit için biçilmiş kaftandı. Lakin 8. sıraya düşen Brandon Knight, onlar için de "reddedilemeyecek bir teklif" idi. Kendisi de böyle bir düşüşü beklemiyor olacak, seçildiği anda adeta baba evinden çıkan yeni gelin hüznüyle şapkasını taktı, başkanla tokalaştı. Kabul edelim, 3'ten Utah seçimi olması, senaryoyu daha gerçekçi kılacaktı. Ancak milletin "ille de uzun" feryatları arasında kendisinin drafta girmiş en yetenekli iki guarddan biri olduğu gerçeği biraz göz ardı edildi. Bence draft gecesinin öfkesiyle önümüzdeki sene ligin altını üstüne getirecek ve Stuckey ile yollar ayrılırsa yılın çaylağı ödülüne oynayacak. Bakın buraya yazdım. Ayrıca kendisinin de Irving gibi, Kentucky'deki ilk senesinde 4.00 getirdiğini eklemeden geçmeyelim.
Detroit, ikinci turun başından da Kyle Singler'ı seçti. 2010 NCAA Final Four'unun en değerli oyuncusu seçilmiş Duke'lü Singler, drafta geçen sene girseydi bundan daha yukarılarda seçilebilirdi. Fazla savunmacı, fazla atletik olduğu söylenemez. Ama bi Kyle Korver da değil. Kaçmazdı, Detroit de kaçırmadı. Aranan uzun ise taa 52. sıradan Floridalı Vernon Macklin oldu. İşi zor, ancak kadroya girerse mutlaka kendisine sıra gelecektir.

-Indiana Pacers
Draft gecesi notu: 7.5/10
15'ten seçtikleri kulaç genişliği 2.20, elinin uzunluğu 11.3 inç olan Kawhi Leonard'ı Erazem Lorbek ile birlikte San Antonio'ya yollayarak karşılığında George Hill'i takıma kattılar. Lakin Kawhi'deki potansiyel, en az kendisinin kulaç genişliği kadar büyük. George Hill-Paul George-Brandon Rush gibi hiç fena olmayan bir SG rotasyonu oluştu. Roy Hibbert'taki gelişim, onları uzundan vazgeçiren etmen olmuş olmalı. Bakalım, görelim.

-Miami Heat
Draft gecesi notu: 7/10
Tek seçim hakları olan 31. sırayı, gelecek ikinci tur hakkını da ekleyerek Minnesota'ye verip, onların 28. sırasını aldılar. Böylece Cleveland'dan ikinci ithalatları Norris Cole, takıma katılmış oldu. Horizon League Konferansı'nda geçtiğimiz sezonu 21.7 sayı 5.3 asist 5.7 ribaund ortalamalarıyla geçirip yılın oyuncusu seçilen Norris, point guard oynamakta. Mario Chalmers'la olacak iş değildi tabi. Güzel hamle.

-Milwaukee Bucks
Draft gecesi notu: 8.5/10
Draft gecesinin en akıllı işlerini yapan takımlarından biri Milwaukee oldu. Önce üçlü takas dahilinde Magette ve Salmons'u gönderdiler. Daha sonra takasta Stephen Jackson'u, Shaun Livingston'ı ve Beno Udrih'i almış oldular. 10. sıradaki haklarını kaybetseler de, oradan seçilecek Fredette yerine Carlos Delfino var zaten. 19'dan uuzn forvet Tobias Harris'i aldılar ve Mbaha Moute'nin biten kontratını telafi ettiler. Zaten takımdaki sıkıntı dört numara gibi gözüküyordu ve genç Tobias, belki de Ersan'ın üç numaraya kaymasının sebebi olacak. En büyük sıkıntısı pozisyonuna göre kısa olan boyu (2.03). Bu yüzden post oyunlarına da pek başvurmuyor. Ancak hiç fena olmayan bir şutu ve üçlüğü var. Bucks'ın diğer seçimi ise Jon Leuer. Yahoo tarafından Big Ten karmasına ve Fox Sports tarafından All-America üçüncü takımı karmasıne seçilen Leuer de bir diğer PF seçimi oldu. Kolej kariyeri boyunca yukarıya doğru ivmeli bir çizgi çizen Jon, ilk sene 2.9 olan sayı ortalamasını son senesinde 18.3 sayı 7.2 ribaund yaptı. Bu gidişle içinden bir David Lee çıkarsa şaşırmam.

-New Jersey Nets
Draft gecesi notu: 7.5/10
Boston takası (JaJuan Johnson) sonrası elde ettikleri 25. sıradan şutör guard Marshon Jackson'ı seçtiler. Kendisi hakkında Avey Johnson'ın da ilk izlenimleri olumlu ve Anthony Morrow ile iyi bir ikili olabilecekleri yönünde. Geçen sezonu 24.6 sayı 7 ribaund ortalama ile bitiren Marshon, bir maçta attığı 52 sayı ile de Big East rekorunun sahibi. Boyuna göre müthiş bir ribaundçu. Şüphesiz ciddi süreler alacaktır. 36'dan seçtikleri Jordan Williams da 2.08'lik bir pivot. Boyunda biraz "sıkıntı var", atletik olduğu da pek söylenemez ancak geçen sene 13'ü arka arkaya olmak üzere 25 double double yapmış. İkinci tur için fena seçim değil. Kris Humpfries'in gidiş bileti olabilir kendisi. Bir diğer seçim de ikinci turun hemen başında, çiçeği burnunda FB Ülker'li Bojan Bogdanoviç. Kendisinin haklarını Minnesota'dan para karşılığı aldılar. Ancak öncelikle iki sene İstanbul'da izleyeceğiz.

-New York Knicks
Draft gecesi notu: 8/10
New York sessiz ve derinden gitti. Savunması ve atletizmiyle bilinen Iman Shumpert'ı 17'den kaptılar. Iman, hücum özellikleri çok sınırlı bir oyuncu. Şutu istikrarlı değil, kendi pozisyonunu yaratamıyor ve kritik anlarda kolay top kaybedebiliyor. Ancak dikey sıçrama yüksekliği 92 cm civarında. Bire bir savunması üst düzey ve hiç fena olmayans aha görüşüyle zaman zaman 1 numarada da oynatılabilir. New York gibi bir takımda kimse kendisinden zaten şut atmasını beklemiyor. Böyle bir savunmacı, bana göre nokta seçim olmuş. Bir diğer seçim Josh Harrellson da pivot ve Turiaf'ın arkasına böyle bir katkı bekleniyordu. Görmeyeli NY Knicks bayağı akıllanmış mı ne.

Iman Shumpert
-Orlando Magic
Draft gecesi notu: 7/10
Cleveland'ın 32. sırada seçtiği şutu olan (şutsuz olur mu hiç canım) ve atlet dört numara Justin Harper'ı takıma kattılar. Son senesindeki iyi performans sonucu mock draftlarda ilk tura kadar yükselen Harper, ikinci tura kalınca, dört numara arayışındaki Orlando için de geriye "düğmeye basmak" kalmıştı. Sonlara doğru da Kentucky guardı DeAndre Liggins'i seçtiler. Arenas'a yol verilirse, Liggins süre alabilir.

-Philadelphia 76ers
Draft gecesi notu: 7.5/10
Spencer Hawes'in savunma yapanı, drafttaki en uzun adam Nikola Vucevic'i 16'dan seçtiler. Yağ oranı ise sadece %6 çıkmış. Geçen sene Pac-10'in ribaund kralıydı. Doğru tercih. 50'den seçilen Lavoy Allen da ribaundçu ve double double istatistikleri var. Eyvallah.

-Toronto Raptors
Draft gecesi notu: 6.5/10
Jonas Valanciunas
Takımın neresinden tutsan elde kalıyor, herhalde bu yüzden Colangelo beş yabancıyla sahaya çıkmak gibi sürreal deneyimlerde bulunmaya karar verdi. Valanciunas iyi oyuncu, bakmayın bizim Enes karşısında denize döküldüğüne. Ama en fazla "bir Bargnani". 2010 Avrupa Gençler Şampiyonası'nda 19.4 sayı 13.4 ribaund ile MVP. Şutu olan uzun, her zaman NBA'de iş yapmıştır. Rytas'taki sözleşmesinden dolayı kısa vadede takıma katılması mümkün değil. İleriye yatırım babında doğru tercih. Ama bu sezon Toronto taraftarına gene çekilecek çile var.

-Washington Wizards
Draft gecesi notu: 7.5/10
6'dan Jan Vesely'yi seçmeleri bekleniyordu, öyle oldu. Artık Washington maçlarında uçanın-kaçanın hesabını tutamayacağız. Bence kendisi ufak çapta bir şişirilmiş balon. Ama fena halde atlet. Normal bir draftta 6 değil 16'dan bile gitmesi şüpheliyken Avrupalı akınında kendine yer buldu. Washington'un kaostan beslenen, düzensiz, anarşi oyun düzeninde ne kadar kendisini gösterebilecek merak konusu. Hem de Adriyatik Ligin'nden gelmiş bi oyuncu için. 18'e düşmesi bu draftın en büyük sürprizlerinden olan savunmacı PF Chris Singleton, Washington'ın şansı oldu. 2 kere ACC Savunma Takımı'na seçilmiş, mühim bir karakter. İkinci turdan da Butler gibi bir takıma tarihi başarılar yaşatmış PG Shelvin Mack seçildi. Washington gibi bir takımda, Mack gibi bir "düzen adamı", hem de John Wall'ın ardında ne iş yapar bakalım, görelim. Singleton olmasaydı puanını çok düşürürdüm de, hadi bakalım.

Jan Vesely

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder