6 Nisan 2012 Cuma

İber: 7 - Doğu Bloku: 3



Bu akşam oynanan maçlar itibarıyla Uefa Europa Lig'de yarı final takımları belli oldu. Athletic Bilbao, Atletico Madrid, Valencia ve Sporting Lizbon'dan oluşan dörtlü, kupanın üst üste üçüncü sezon da İber Yarımadası'nda kalacağının habercisi. Ancak bu tesadüf değil. Kupa, Uefa Kupası günlerini de göz önünde bulundurduğumuzda, son 10 sezonda İber Yarımadası ile oligarkların oyuncağı olmuş Rusya ve Ukrayna topraklarının dışına çıkmadı.

Aynı ülkeden üç takımın yarı finale kalması tarihte ilk değil. Son 10 yıllık süreyi ele aldığımızda bile "dörtlü finalde" üç kez aynı bayrağın temsil edildiği üçüncü sezon yaşanacak. 2010-11'de Porto, Benfica ve Braga ile Portekiz; 2006-07'de Sevilla, Espanyol ve Osasuna ile İspanya aynı başarıyı göstermişti. Dörtlüdeki tüm takımların farklı ülkelerden geldiği sezonların adedi ise son 10 yılda sadece üç (2004-05, 2005-06 ve 2006-07).

10 yıllık süre zarfında yarı finaller için toplam 40 bilet vardı. Söz konusu süreçte bu 40 biletin 11'ini alan İspanya en başarılı ülke oldu. Onu 7 yarı finalle Portekiz ve 5 yarı finalle Almanya izledi. 11 yarı finalden 3 kupa çıkartan İspanya ve 7 yarı finalde 2 kupa çıkartan Portekiz'e rağmen oynadığı 5 yarı finalden sıfır kupa ve bir final (Werder '09) ile dönen Almanya gerçeği, Gary Lineker'in kulaklarını çınlatacak cinsten bir istatistik. Sadece 2 yarı final görüp 2 kupayı alan Rusya ve 1 yarı finali 1 kupayla süsleyen Ukrayna ise Uefa Kupası / Europa Lig'in kupa beyleri oldular. Dörtlü final onları işi.

"Söz küçüğün"
Buraya kadar İber Yarımadası ve Doğu Bloku ülkelerinin Uefa Kupası aşkına güzellemelerle eşlik ettik. Ancak çeyrek final penceresinden baktığımızda şöyle ilginç bir durum göze çarpıyor. İspanya'yı bir kenara koyup diğer dört büyük futbol ligine (İngiltere, Almanya, İtalya ve Fransa) baktığımızda, kupada üst turlarda yer alan takımlardaki katılma oranlarının gerçekten ilginç olduğunu görebiliriz. Son 10 yılda çeyrek final için 80 bilet vardı. İspanya haricindeki Avrupa'nın en büyük beş ligi, bu 80 biletin ancak 29'una sahip olabildiler: %36.(Almanya 11, İngiltere 8, Fransa 5, İtalya 5).  Yarı final penceresinden baktığımızda ise durum daha dramatik. 40 biletten 13 temsil: %32.5 (Almanya 5, İngiltere 4, İtalya 3, Fransa 1). Fransa bu kupayı tarihinde hiç kazanamadı. Bugünlerde bu kupada ağırlığını koyamayan diğer üç ülkenin bir önceki 10 yıllık karnesine baktığımızda ise, 10 kupanın 5'inde İtalya, 2'sinde Almanya, 1'inde de İngiltere zaferiyle tam bir hegemonya kurdukları hemen göze çarpıyor.

Kupa Galipleri Nereye?
Uefa Kupası / Europa Lig, bugün 10 yıl evvelki değeriyle ve önemiyle aynı klasmanda mı tartışılır. Uefa'nın 1999-2000 sezonundan itibaren Kupa Galipleri Kupası'nı Uefa Kupası'nın içine yedirme teşebbüsünün Uefa Kupası'na artı değer mi kattığı yoksa bütün Avrupa futbolunun içerisinde kupanın önemine darbe mi vurduğu sorusu da sorulabilir cinsten. Açıkçası ülkelerin ulusal liglerinin üçüncü ve hatta dördüncülerinin Şampiyonlar Ligi bileti alabildiği bir ortamda, o ülkenin ulusal kupasının şampiyonunun Uefa Kupası'nda temsil edilmesi haksızlık yaratıyor. Bu durum, takımların kupa maçlarını bir bakıma külfet gibi görmelerinin önünü açabildiği gibi; elde edilenin, diğerine göre maddi değeri çok düşük olan Uefa Kupası bileti olması pek de adil bir uygulama değil. Oysa ulusal kupayı kazanan takıma bir Şampiyonlar Ligi kontenjanı açılması hem kupanın hak ettiği değerine kavuşmasını sağlayacak, hem de beş büyük ligin Şampiyonlar Ligi'ne gönderdiği takımların çeşitlenmesine yardımcı olacaktır. Bu çeşitlenmenin dolaylı sonucu da elbette 20 zengin kulübün gelirlerin büyük oranına sahip olmasının önlenmesi demek. Kaldı ki, mevcut sistemde beş büyük ülkenin neredeyse üçüncü ve dördüncülerini bile Şampiyonlar Ligi'ne göndermeleri sonucu, Uefa Kupası'na gönderdikleri takımlar kendilerinin vasat takımları olarak kalıyor ve yukarıda da karmakarışık bir şekilde rakamlarını verdiğim gibi zirveye oynamalarının önüne geçiyor. Bu da normalde futbol ekonomisi pastasının en büyük dilimini götürenlerin kupa dışında kalmasına ve kupanın da popülaritesini bir miktar kaybetmesine neden oluyor.

Sir Bobby, No.9 ve Kupa Galipleri Kupası (1997)

Uefa Europa Lig'in kaderi belki de bir İngiliz, bir Alman, bir İtalyan veya bir Fransız takımının yakın zamanda kupayı kazanmasına bağlı. Avrupa'nın iki coğrafi sınırı olan Rusya ve İber Yarımadası arasında gidip gelen kupa, olur da uçakla giderken arada bir yere düşerse, belki o zaman futboldan aldığımız keyif de doksanlı yıllarda aldığımız kadar güzel olabilecektir.


Not: Bu sezon Europa Lig'in play-off turunda bile seri başı olmadan çeyrek finale kadar yükselmeyi başaran Hannover 96'yı kutlayalım. Son 10 yılda bunu daha önce yalnızca 2004-05'te Avusturya Wien ve 2005-2006'da Levski Sofya başarmıştı.

6 yorum:

  1. Oncelikle eline saglik. Diger liglerde de ayni mi bilmiyorum ama Ispanyol takimlari ozellikle buyuk gelir kapisi olarak bakiyor EL'ye. Barca-Real ikilisinin La Liga'da yayin haklari gelirinin %48'ini aldigi bir ligde Valencia 2. bile olsa aldigi para degismeyeceginden dolayi agirligi EL'ye veriyor. Ornegin bu sezon icin en guzel ornegi Bilbao'dur. Ligde rahatlikla ilk 4'te olabilirlerdi fakat neredeyse hicbir getirisi olmadigi icin ekonomik olarak takim tamamen EL'ye odaklanmis durumda. Ama diger ligleri arastirmak lazim durum Ispanya'daki gibi ekonomik kaynakli mi tabi ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba prorroga. Gecikmiş yanıtım için özür dilerim, değerli yorumun için teşekkürler. Ufak bir düzeltme yapayım, Real Madrid'le Barcelona'nın %48'e varan gelir payları yalnızca yayın gelirlerini değil, tüm La liga gelirlerinin (maç günü, sponsorluk vs.) %48'i olarak görülüyor. Bu anlamda baktığımızda minör çerçevede bir adaletsizlik olduğunu görsek de ne olursa olsun La Liga'nın diğer ligler arasında planlı gelişimde istikrarlı bir tablo çizdiğini söyleyebiliriz. İspanya, toplam gelirlerinin yalnızca %40'ı yayından gelen kulüplere sahip ve bu anlamda beş büyük ligde Almanya'nın önünde sondan ikinci sırada. Fransa (%56) ve İtalya (%61) gibi felaket oranlar İspanya'da söz konusu değil. Sanırım diğer takımlar, diğer gelir kalemlerine biraz yüklense fena olmaz.

      Sil
  2. Emek vermiş araştırmış yazmışsınız buraya kadar her şey güzel tamam, fakat yazdığınız koca bir EL değerlendirmesinde Galatasaray'ın bu kupayı namağlup kazandığına ve Türk futbolunun en büyük başarısına dair tek bir kelam etmemişsiniz, burada ben biraz art niyet arıyorum. Geçen 10 sene demişsiniz, ondan önceki 10 seneden de bahsetmişsiniz, ama Galatasaray'ın ismi geçmiyor, ilginç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Adsız. Gecikmiş yanıtım için özür dilerim, değerli yorumun için teşekkürler. Yazıda ele aldığım teze ulaşma çerçevesinde Galatasaray takımı net bir veri sağlayamadığı için onu kullanma gereği duymamıştım.

      Sil
  3. merhaba,
    bloğunuz çok başarılı,benzer bloglar bulmak insanı mutlu ediyor.
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba footballminor. Gecikmiş yanıtım için özür dilerim. Değerli yorumun için teşekkürler. Blogunuzu takipteyim. Daha sık güncellemeler dileğiyle :) Sevgiler, selamlar.

      Sil