2011’in Temmuz ayında çekilen Dünya Kupası elemleri kuralarının ardından
İzlanda’dan beklenenler üç aşağı beş yukarı belliydi. Altı torba içinde altıncı
torbada yer alan Lars Lagerback’ın takımı, Avrupa elemelerinin E Grubu’na
Arnavutluk ve Güney Kıbrıs’ın ardından düşmüştü. Öyleki diğer gruplara giden
torbadaşları arasında Andorra ve San Marino da vardı.
Aslında bu durumun sebebi, İzlanda’nın son dönemdeki kötü performansıydı.
2010 Dünya Kupası grubunu son sırada bitirmişlerdi. Euro 2012 elemelerinde
oynadıkları sekiz maçtan sadece bir galibiyet elde etmişlerdi.
Hızlı geçen iki yılın ardından şu an tarih yazmanın ve Dünya Kupası’na bir
bilet kazanmanın eşiğindeler. Trinidad Tobago’yu geçerek, dünyanın en büyük
futbol organizasyonunda yer alacak en küçük ülke olmaları için önlerinde sadece Hırvatistan’la oynayacakları iki
play-off maçı var.
Açıkçası şu ana kadar yaptıkları da peri masalı olarak addedilmeyi hak
ediyor. Grubu Norveç ve Slovenya’nın önünde bitirdiler. Ancak alınan sonuçlar
Lagerback için şaşırtıcı değil. İsveç ve Nijerya Milli Takımları’nın eski
teknik direktörü, FIFA.com’a verdiği röportajda dünyayı şaşırtan takımının
yaptıklarını zaten beklediğini ifade etti.
Lagerback, “Görevi kabul ettiğimde takımın gruptan çıkabilecek potansiyele
sahip olduğunu biliyordum. Oyuncularla ve ekiple ilk karşılaştığımda FIFA
sıralamasında 50 sıra yükselme ve grubu ilk iki sıra içinde bitirme hedefi
koydum. Kadroya baktım. Özellikle 2011 21 Yaş Altı Şampiyonası’na katılıp ev
sahibi Danimarka’yı yenme başarısı gösteren oyunculara baktım. Kadromuzun çok
yetenekli olduğunu gördüm. Fakat hedef belirlemek kolaydır. Önemli olan
oyuncuların mücadeleye hazır olması ve benim onlara güvenebilmem. Onlar da tam
olarak bunu başardı.” dedi.
Bazıları teknik adamın takımına olan güvenini şaşırtıcı bulsa da büyük bir
turnuvaya katılmak için ne yapılması gerektiğini bilen kişilerden biridir Lars Lagerback. İsveç
Milli Takımı ile sekiz yıl içinde iki kez Dünya Kupası’na, üç kez de Avrupa Şampiyonası’na
katıldı. Ancak İzlanda’yı Breziya’ya götürebilirse, bu 65 yaşındaki teknik
adamın en büyük başarısı olur.
Lagerback da bunu doğruluyor: “Bence İzlanda gibi küçük bir ülkeyle Dünya
Kupası’na katılmayı başarabilirsek bu çok daha özel olur. Başlangıçta
kesinlikle favori olmayan takımlar arasındaydık. Play-off kuraları öncesinde de
biliyorduk ki herkes bizimle eşleşmek istiyordu. Bu yüzden birkaç insanı
şaşırtabilir ve hedefimize ulaşabilirsek bu gerçekten çok ama çok özel bir şey
olur.”
Lagerback, İzlanda’daki işinden de çok memnun. Şimdiye kadar takımla çok
güzel anlar geçirdiğini kaydeden teknik adam, “Oyuncular tarafından, federasyon
tarafından ve sokaktaki halk tarafından çok güzel karşılandım. İnsanlar
yaptığımız işten dolayı çok memnundu. Bu da tabii ki kazanmamız açısından bize
yardımcı oldu. Bunun ne derece önemli olduğunu idrak edecek kadar uzun süre
futbolun içinde bulundum. Fakat takımın ve ülkenin etrafındaki atmosfer
gerçekten çok iyi.” ifadelerini kullandı.
İzlanda’da milli takıma olan ilgi de rekor düzeyde. Lagerback bu durumu şu
sözlerle özetliyor: “Play-off maçları için satılan biletlerin birkaç saat
içinde tükendiğini duydum. Stadyum yalnızca 10 bin kişilik ancak bu zaten
İzlanda nüfusunun büyük bir kısmını oluşturuyor. Gruptaki son iki maç da kapalı
gişeydi ve bu, İzlanda’da çok sık görülen bir durum değil. Umarım oyuncularm
kendilerine verilen bu büyük fırsatı değerlendirmeyi başarırlar.”
Pek az kişi Brezilya yolunda
İzlanda’yı favori gösteriyor. Reykjavik’teki ilk maçta bile favori, konuk ekip
Hırvatistan. Lagerback bu durumun hangi hesap sonucu elde edildiğinin farkında:
“Hırvatistan’ın favori olması normal, bunu bekliyordum. İsveç’le çalışırken
onlarla Zagreb’de karşılaştım ve eşleşmenin ikinci ayağı kesinlikle kolay
olmayacak. Geçen yıl bazı problemleri olduğu doğru ancak hâlâ iyi bir takımlar
ve iç sahada müthiş bir taraftar desteğinin önünde oynuyorlar. Fakat onlar için
işleri zorlaştırmaya çalışacağız. Aynı zamanda gol atmaya da çalışacağız çünkü
bizim en güçlü bölgemiz hücum tarafı.”
Alfred Finnbogason, Gylfi Sigurdsson ve Kolbeinn Sigthorsson gibi genç
isimlerin yanı sıra Eidur Gudjonsen gibi tecrübeli bir isme de sahip İzlanda’nın
kadrosu oldukça güçlü. İzlanda’nın rakibine göre en büyük avantajlarından biri
devamlılığı olacak. Zira grup maçları sonunda Hırvatistan Futbol Federasyonu,
Teknik Direktör Igor Stimac ile yollarını ayırmıştı. Buna rağmen Lagerback, bu
durumun kendileri için bir avantaj oluşturmayacağı kanısında:
“Bu komik. Üst üste üçüncü kez hocasıyla yollarını henüz ayırmış bir
takımla karşılaşacağız, bu duruma alışkınız. Fakat bunun olumlu bir durum olup
olmadığı konusunda emin değilim çünkü eski hocayla oyuncular arasında bazı
uyuşmazlıklar olduğundan haberdardım. Bu doğruysa, mevcut durum rakibin
motivasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. Stimac’ın yerine göreve gelen Niko
Kovac’ı da biraz tanıyorum. Pro lisansa hak kazandığı sıralarda ben de
Hırvatistan’daydım. Bence gerçekten iyi bir teknik adam olabilir. Bu yüzden bu
durum belki de bir avantaj sayılmaz.”
“Turu geçme şansımız bize bağlı. En iyi oyunumuzu oynarsak bir şansımız
olabilir. Yaz aylarından beri erçekten çok iyi oynuyoruz ve takımdaki özgüven
müthiş. Sadece yetenekli değil aynı zamanda çok iyi karaktere de sahip olan
oyuncularımız var. En önemlisi, ülkelerine gelip milli takımları için mücadele
etmek adına büyük bir tutkuları var. Elemelerde başardıkları için kendilerinden
gurur duyuyorum. Umarım yolculuğumuz burada sona ermez.”
İzlanda ile Hırvatistan arasında oynanacak 2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri Play-off ilk maçı 15 Kasım Cuma günü saat 21:00'de Laugardalsvöllur'da oynanacak.
Kaynak: FIFA